Mittwoch, 29. Januar 2014

Bu Dünya Nasıl Sevilir?

- Ben bu sucuğu neden yiyorum Pamir, çünkü mutsuzum. Sen mutlu musun Pamir?
- Bilmem, yaşıyorum işte.
Kadraja giren adam dünyayı güzelleştirmekte...

"Ölümüm kardeşimin elinden olsun" samimiyetini hissedemedik, ilk silah çeken kim Mete Bey?


Bekar adam çorapları...
Pamuk Prenses ve Kirli Sakal masalı, yine teleften bi gece... Kimse pelerinini giymemiş...

Osman Abinin oyunculuğuna şapka çıkardığımız anlar, o mimikler nedir öyle! "Sus gülme, paçayı zor kurtardık, hadi gene iyiyiz" bakışı on numara!

Bu dünya nasıl sevilir? Sen makyajını silip uyuyunca, dünya daha sevilesi...

Sermet Yeşil sen gerçek misin? O nasıl şirinlik öyle...

Mete de Pamir'in kardeşi mi? Neden sustun bebeğim...

Haaaapşuuuu! Çok yaşa!
Ama hapsurunca çok güzel şeyler söylüyorsun şapşikliği...

Kıyamam, çok özlemişler birbirlerini... "BU" mimiğiyle altını çiziyor ya özletlediği durumun, bin kere "BU" desin istiyoruz...
"Kim kim kim?" şaşkınlığı, sabırsızlığı, nolur Pamir olsun duaları ve kapıdan giren adam. Ka-riz-ma! Bi dünya dolusu gülücük, mutluluk, serotonin patlaması...


Düşler ülkesinde, balkabağının şoförü ile külkedisi... Kirlisakal ile Pamuk Prenses ve diğerleri... Hayal meyal...

Freitag, 24. Januar 2014

Çok Yaşa

O kadar hazırdım ki pelerinimi giyip yanına koşmaya, o kurşunlar delip geçti tüm düşlerimi. Hep bi olmazın peşinden koşuyordum, hiçbir şey bilmeden. Ama oldu işte, onca kurşun lekesine rağmen aydınlığa çıktı düşlerim… O kapıdan girip gülümseyişin var ya, yok ki bundan daha mutlu edebilecek bi şey beni… Şimdi ben bu kadar mutluluğu ne yapayım, söyle Pamir, ne yapayım… Bu dünya nasıl sevilir? İçinde Pamir varsa Özür dilerim delik çoraplarımla misafirliğe gelmiş kadar, mahçup hissediyorum kendimi şu an… Ama bu kadar doğal, bu kadar naïf, bu kadar tatlı bi mahçubiyet ancak böylesi anlarda yaşanıyor, kalbinin söküklerindeki aşk dikişlerini kolay kolay gösteremiyor insan…

Her şey birdenbire oluyor bazen. Limitlerini biliyorum sanıyorsun, herşeyi öngörüyorum onunla ilgili, ama işte hiç de hesapta yokken araya giriyor sevgi… Bırakabilirim diyorsun… Yalan söylüyorsun… Saçlarını okşayıp soruyorsun, ihanet ettin mi diye… Hata yaptım ama ihanet etmedim diyene hediyeler sunuyorsun… Hani enayilik deyince akla gelendi o… Çok mu karmaşık anlattım, yoksa girift bilmecelerde saklı bi yaşam aşkıyla tutuşmakta mı bu hikayenin insanları? Mutlu musun Pamir, bilmem yaşıyorum işte… Hapşurunca çok yaşa diyenlerim olsun diye… Çünkü hapşurunca çok güzel şeyler söylüyorsun şapşikliğinde tüm büyü belki de… Alınganlık indexlerimiz kara borsa olmuş, yap bi güzellik de hep benimle yaşa… Çok yaşa… Yıkıntılar arasında da olsa, şimdi şu anda iki bardak çayın deminde, neşeli sabahlarımı yaşa… Aşkla karışık kar yağışı altında bi dizi yorumu yaptım galiba, sahada gördüklerimi yoğun kalp atışlarımla mixleyip techno bi versiyon çıkarmış olabilirim ortaya, “çoraplarımdan” ötürü özür dilerim, ben sadece bu hikaye çok yaşasın istemiştim



Bonus: "Pamir'in düşkünü beyaz giyer kış günü" adlı kürdili hicazkar eserin mixlenmiş techno versiyonu


Freitag, 10. Januar 2014

Narkissos, Narsisizm ve Nergis…

Mitolojik derinlikleri de olan hikayemizin Narkissos’u İbrahim Ferhat‘tı, ama bir de Nergis annemiz varmış, sahi Mete’nin annesine dair hiç konuşmaması ilginç bi durum değil mi? Mete’nin Narkissos’un adını temize çıkarmak uğruna tam bir Narsisizm savucusu olması, Nergis için uğraşan Türkan’ı dinlememesi olayları bambaşka noktalara taşıyacak gibi. Asıl sorun, Esra yine başına kaldı Mete be, otur şimdi narsist narsist derdine yan.

Hürriyet ailesi tahkime gitti, hükmen mağlubiyet içten bile değil, bu ibretlik ve paranomik aile faciasının yakmadığı devre kalmadı. Daha ne kadar dramatik konuşsun ki kızımız Zeynep. Mufassal, muhtasar ne kadar te
şbiğ varsa dağarcığında hepsini seferber eyledi mutsuzluğunu anlatmak için ama anlatmak yeter mi ki?!? „Senin için yaptım kızım“ diyerek tüm yükün omuzlarına bırakılmasını kaldıramadığı için mi gitti Türkan, annesi ve Zeynep bu sebepten mi daha ılımlı yaklaşıyor yaşananlara. Zeynep’in hala Boztepelileri, babasının şu anda yaptığı işi (ki Türkan elinde silahla dolaşıyorsun baba derken Zeynep de o sofradaydı) hiç merak etmeyip, şirket servisinde otogar kafasıyla pişmaniye düşlediğini, Pamir’in ısmarladığı yorgunluk kahvesiyle kafayı dağıttığını, arada bir de Ömer’e laf sokup rahatladığını düşünmüyoruz, değil mi? Biliyorum akraba evliliği olsaydı bile bunları yapmazdı Zeynep, ki yapmıyor da zaten. Kahve de kahvaltı da bahane, Pamir’den babası ve Boztepeliler hakkında bi şeyler öğrenebilme çabasında bence Zeynep, yani olması gereken de bu değil mi? Zor Ölüm’ün kamera arkasını kim merak etmez ki! Hobi olarak „her şeyden şüphe eden“ Türkan gibi bi ablanın kardeşi yalnızca „Brezilya düşlerine“ odaklı yaşamıyordur değil mi? Soruların girdabında kaybolur gibi olduğumda şu üçgene bakıyorum, iyi geliyor



Denize düşmüşün yılan da ben olmuşum
Kurtuluş iksirlerini yanlış kazana dökmüşüm
Sen bişey yapmamışsın ki, elmayı parlatıp
Ben ısırmışım, yine ben yine ben olmuşum.. (Sıla / Rus Ruleti)

Ve Boştepeli ile Mete yine karşı karşıya, hep bi rus ruleti… Peki ya Pamir, nice yalandan iksirle dolu kardeşlik kazanında elmayı parlatmak için ne çok uğraşıyor, rus ruletinden de nasibini aldı… Vakti gelince seve seve ölecek kardeşi için, şüphemiz var mı, yok. O vakit kahvaltıdan mahrum kaldı diye üzülmek yok, bu hikaye ne lalelerin ne nergislerin hikayesi, bu hikaye narsist dünyamızın hikayesi…

Mete’ye narsist diyerek abartıyor muyum, babannemin Boztepeli’yi evinde gördüğü an aklıma geliyor da, yok hiç de abartmıyorum. Ne güzel çorbadan bahseden komşularımız var diyor ya hani Türkan, ben bu hikayenin sonunda Türkan ile düşmanına benzemeyen Mete karşılıklı bi çorbacıda sadece çorbadan konuşsunlar istiyorum.

Onca şey arasında Esra’ya dair bi iki kelam edebilitem yoktu ama Murat Menteş çok güzel yazmış, Esra için gelsin; „Cehalet illetine duçar olup yalnızlık lanetine tutularak vahşet mertebesinde mutsuz olduğunuzda... en büyük teselliyi iPhone’unuzun dokunmatik ekranında bulacaksınız. Muhtaç olduğunuz kudret... internetteki alışveriş sitelerinde mevcuttur.“ (Ruhi Mücerret) Nilüfer’e dair umutlarım vardı Esra’yı alıp gidecekti, şimdi gerçekten ceza alacak mı, adalet savaşçısı şüpheci Türkan bunu da başarabilecek mi, meraktayım. Ayrıca, pembe dizi sever Kese ile denge sever Cengiz’in Berkes ile ilgili planlarını sabırsızlıkla bekliyorum.

Eski Hikaye’nin 17. Bölüm’de final yapıyor olması gerçekten beni çok üzdü. Senaryosu, oyuncuları ve rejisiyle muhteşem bi kadroydu, inanılmaz sıcak, benden bizden bi hikayeydi. Tek tesellim, planlı bi şekilde bitiriliyor olması, hikaye havada karada ve yarıda kalmıycak, bitecek. İçim acıdı şimdi. Acısa da öldürmez, cehenneme döndürmez, hayatımı söndürmez, gideni de döndürmez şeklinde Sıla şarkılarıyla noktalıyım bu yorumu. Aslında vedaya dair yazacak çok şeyim var ama daha 3 bölüm var, erkenden vedalaşmak istemiyorum, şimdilik videoyu izleyip iç geçirmek serbest, sağlıcakla.




Donnerstag, 2. Januar 2014

Küçük Kıyamet


Alıntı:
KIRÇİÇEĞİ tarafından gönderildi Mesajı Görüntüle
Hmm... O kadar dolu bi bölümdü ki. Nerden başlasam bilemiyorum... Sanırım en gıcık olduğum ama içten içe de beklediğim ihtimalin gerçek olmasından başlayayım... Murat Boştepeli bildiğin Türkan'a abayı yaktı ya laa.
Daha ik bölüm Türkan Esra'nın partisi için geldiğinde "büyümüşsün" demişti Muraddd Tek paylaşılamayan Mete olmayacağıdı tabisi, Türkan da afet-i devran oldu bi cart kırmızı rujla Ambalaj hatası gibi ruj yapmışlar, evet Muradd da o kadar şiir dedi, iki satır çıtlatmadı


Alıntı:
''Ben seni çok özlüyorum yaaa'' diyerek içindeki duyguları salıveren Zeynep ne kadar cansa, ardından ''kankaa'' muhabbetine bağlamasıyla daha bi can olmuştur. Sonracığıma Türkan gerçekleri bir bir açıklarken de Zeynep'in hıçkırması ve içli içli ağlamasıyla da canımızdan bi parça olduğunu iyice hissettirmiştir!!! Levent abiii sana sesleniyorum lütfen sesimizi duyyy; Zeynep ağlamasın, üzülmesin, hep gülsün! Kimse ne dediğini anlamıyo olsa da konuşsun, susmasın olaarr mı?
Yahu kız derdini anlatacak kadar anlaşılır Türkçe konuşuyor, neden iki bir tribal saldırı yapıyorlar Zeynep'e çözebilmiş değilim. Ayrıca Zeynep'in çuvaldızını kendine batıran senarist zekasını ayakta alkışlıyorum, cümle alemi Boştepeli holdinge doldurup Edi ile Büdümü işsiz bırakmayan senarist candır bi kere"Ankaralı'yım diye sevmiyordur belki" şeklinde replikler yazıyor abiler var mı ötesi


Alıntı:
Türkan'ın olaylara dahil olması çok iyi oldu. Araştırmacı kişiliği sayesinde epey ilerledik olaylarda. Aslında bildiğimiz çevrede dolaşmaya devam ediyoruz ama yine de ilerlediğimizi düşünüyorum ben. Türkan'ın aktifleşmesi Mete'yi durdurmaya yarayabilir. Ya da planlarda değişiklik yapmasına filan. İyi oluyo iyi. : )
Türkan rujsuz aktifleştiği müddetçe benim için sakınca yok, gerisini Mete düşünsün. Türkan'ın evi terketmesi benim için "yok artık" etkisinde bi son dakika haberi gibiydi. Gelişmeleri öğrenmek için bölüm sonunda çıkan "haber muhabiri" kılıklı fragman da ayrı bi şok dalgası yarattı, Türkan Mete'yi ihbar mı ediyor, neyse gelişmeleri aktarmaya devam edecekler 14. bölümde, "Nilüfer, Nergis ve diğer çiçekler" miydi?


Alıntı:
Nilüfer... Döktü en sonunda eteğindeki taşları. Mete'nin annesini öldürdüğünü biliyoduk zaten. Esra'nın İbrahim Ferhat'ın kızı olmaması da ohh bee dedirten bi açıklamaydı... Yıllar sonra İskender'i bulması ve O'nun ölümüne sebep olması ise nutkumuzu tutturdu...Kadın neye,kime elini atsa başına bişi geliyor... Al Esra'yı vur Nilüfer'e... Yalnız üzülmedim desem yalan olur. Özellikle Murat'ın çatt diye adamı vurduğu anda tüm umutlarının elinden kayıp gittiğini çok iyi hissettirdi Ayçe Abana...
Nilüfer'in Mete'nin annesini öldürdüğünü sen biliyordun kuzum, ben öğrenince O_o oldum. Şapka çıkarıyorum burdan teorilerineKardeş değillermiş ama kardeş çıksınlar ve bu Esra ve Mete defteri kapansın çok istedim açıkçası, olmadı. "Saat, gondol şekerlik ve kestane romantizmi" de sarma dolma hamaratlığı yarışlarında evimizin gelini muhabbetleri de beni hiç sarmıyor.


Alıntı:
''Kader yazmış siz bozmaya çalışıyorsunuz''

Alıntı:

Cengiz'i vuramayan vefalı Pamir, Mete ile aralarına bir şey gireceğinden korkan kardeş Pamir, Zeynep'in ne dediğini anlamaya çalışan şeker Pamir, Nilüfer'in ne yaptığını anlamaya çalışan sevimli Pamir, sözün özü Pamir de can yaa!! Gerçekten bak... Çocuk Cengiz'i vurucam diye nasıl da üzüldü. Mete'nin kendisini gelip ordan kurtarmasına nasıl da sevindi. Can borcum kalmadı artık Cengiz abiye diyee nasıl da rahatladı... Pamir olmazsa olmazımız.
Senarist yazmış ben bozmaya çalışmıycam artık Bağrında laleler saklayan sıra dağlar düşlüyordum oysa. Adı Pamir'di, Zeynep'i sevmedi sevemedi lahmacun kadar! Sevmek ölesiye zor biliyorum ve kahretsin ben de belgesel izliyorum. Geçende dünyadaki 100 mucizeyi anlatan bi belgesele denk geldim, dünyanın bir numaralı mucizesi "hayat" mış... (Az tv izliyorum ama bu almanlar belgesel isini cözmüs bitirmis, Galileo pazar kahvaltilarimi süsle sen hep) Nefes aldıkça buna inanmaya devam edicez artık, ah bi de sevebilsek be, keşke...


Alıntı:
Cengiz Timuçin... Mete'nin Kese'yi kurtardığına dair işkillenmesinin gerçek çıkmasına çok sevindi yaa başında silah varken bile bi rahatlama geldi yaa üzerine çok güldüm o sahnede adam tam bizim forumluk diyorum inanmıyosunuz bana. Adam hayatla ölüm arasında ama Mete'nin Kese'yi kaçıran kişi olduğuna seviniyor. Neyse asıl diyeceğim şey Berkes'in yanına geçmiş olsa da Boştepeliyi satmamış olması. Adam aslında gerçekten seviyor yada gerçekten sadık Boştepeliye ama işte Boştepeli fena satışa getirdi kendisini... Bakalım ilerleyen zamanlar ne göstericek?
Adam herşeyi göze alıp Esra hanımı görmeye geldi ya, Pamir Bey sizin de Cengiz kadar tozuttuğunuz günler gelecek mi acaba? Siz hele bi tozutup cozutun ben lahmacun ve çiğ köfte partisi yapıcam evde Tabi ben Cengiz diyordum ya, ha işte Cengiz'in Boştepeli'yi satmamasının iki nedeni olabilir; müstakbel kayınbabaya hürmet veyahut İbrahim Ferhat olayında Cengiz'in de tutuşacak çıralarının bulunması... Hiçbiri şıkkı da var tabi, neticede Cengiz de profesyonel Mete kadar, hem poz yapıp hem dürüstlük taslıyor olabilir, soba karası mafyası raconlarından bi demet please!


Alıntı:
''Al şu çeki de git kuaföre şu kaküllerini kestir.'' Nilüferle iyi maytap geçiyor kendisi, gözlerden kaçmıyor yanisi...
Seni toprağa eksek kimbilir ne çıkar

Alıntı:
Asiye babaanneye gurban oliiim yaa
Mete hikaye falan anlatma bana diye cırladı ya hani babaanneme, Mete senin ağzından çıkanla kulağının duyduğunun tuttuğunu ben bi görücem be, pis be, şeklinde İsmail Abi'ye bağladım ben. Merkezi sinir sistemimi alt-üst eden bi dizi oldu Eski Hikaye, nerde sinirleniyorum, nerde uyuz oluyorum, nerde ağlıyorum, nerde gülüyorum, nerde kırılıyorum ben bile kendime şaşar oldum, sağ olsun internette canlı yayın da sürekli donuyor, benim kafa bi dünya oluyor ama ben bu Mete'ye bikaç bölümdür baya baya kızıyorum, üzmesin artık babaannemi yeter!


Alıntı:
Mete değil bence ihbar edilen. Nilüfer... Türkan bu araştırmacı kişiliği ile Nilüfer'in işlediği suçu öğrenecek ve Mete'nin buradan gidin diyerek ikna ettiği Esra ve Nilüfer'i yol üstünde yakalayacak... Mete'nin olaylardan bihaber oluşuyla da 'üzgünüm' diyecek... Bide Berkes'in vurulma olayı var. Bide Mete'nin kendisini Nilüfer'e açık etmesi var!! Levent abi 4 bölüm epey şey açığa çıkacak demişti harbiden de öyle. 2 bölümdür zaten ivme kazandı dizi ama sonrası da geliyor gibi.. Hadi hayırlısı =)
Bakalım bu teorin de tutacak mı? Vicdan'ın da sesi soluğu kesildi, acaba Berkes'in vurulmasinda onun mu parmağı var, göreceğiz artık.


Alıntı:
Ömerciğimin Zeynep'e yaptığı tavırlar yerini buluyor olsa da, kızımız hemen kendini koyvermeyecek burda bi anlaşalım. Lakin Ömer'e karşı boş da değil. Nasıl neticelenecek merakla bekliyorum ammavelakin Ömer'in Zeynep sevgisini çok seviyorum diye de eklemeliyim. Ömer'in Boştepelide işe başlaması en çok Mete'ye yarayacak dedik ve yaradı da gerçekten... ''Neden burda çalıştığımı soruyosan Zeynep yüzünden, neden şuan bu işi yapıyorum diye soruyosan da senin yüzünden abi'' : D Cansın yaa Ömerr, şapşikk seniii...
Ömer'in anne ve babasının değil de dayısının konuşulması enteresan bi vaka aslında. Hacker işlerinin de bi miladi vardır herhalde Mete istedi diye beş dakikada beşiktaş olan şeyler değil bunlar, ama yeni nesil zehir gibi maaşallah, ee kuşak farkı tabi, X'i Y'si Z'si var...

Dipnot: Gif yapmıyım bu bölüm, aklımda hep Cengiz'e silahını doğrultmuş Pamir'in karanlıkta büyümüş çocuk gözleri var. Karanlıkta gözbebekleri irileştikçe daha da netleşen çocukluk hatıraları, hani o kadar ki lahmacuncuyu bile görüyorum, başka neler görüyorum söylemicem işte


Dipnot 2: Sadri ile Türkan... Ne denir bilmem ki hep aglayarak bu hikayeyi hatirliycam galiba. "Gene yaparim" diyen bi baba ve "Bundan sonra benim icin hicbi sey yapma" diyen bi kiz. Bakalim valizindekiler Türkan'i nerelere götürecek. En cok da Zeynep'i merak ediyorum. Bakalim Zeynep nasil degisecek bunca seyden sonra?

Hikaye şu; baba ile oğul tren yolculuğunda. çocuk kafayı pencereden sarkmış, şapkası uçacak gibi. babası uyarır ama çocuk dinlemez. sonra baba hızlı bir hareketle şapkayı çocuğun kafasından çekip alır. çocuk şapkası uçtu sanıp ağlamaya başlar. baba da dayanamaz, çocuğa dön arkanı deyip şapkayı tekrar başına takar. çocuk hınzır. anında şapkayı kafasından çıkarıp trenin penceresinden dışarı atar. babasına döner ve gülerek şöyle der; HADİ BABA GENE YAP.