Alıntı:
Erdem&Kerim sahneleriyle
başlamak istiyorum yorumuma.. Zira bölümde en sevdiğim sahnelerdi..
Erdem’in Kerim’le şivesini değiştirip konuşturması falan çok tatlıydı..
Kerim ağa da zaten pek bir tatlı, hal böyle olunca içimi şenlendirdi o
sahneler..
|
Alıntı:
unutmadan bir de bölümde belki de en
güzel anlardan biri olan zehranın peki hocam gitiğiniz ülkelerden en çok
hangisini sevdiniz sorusu ve cahit tarafından verilen gözlerinin içine
baka baka kendi memleketimi cevabı inanılmaz güzel yansıdı benim
ekranımdan. orda cahit nereye gidersem gideyim
bana her yer memleketim her yer aşkım her yer zehra dedi gibi ve zehra
bunu ne güzel hissetti bakışları nasılda güzeldi aşk nedden memleketini
sevmek gibidir sözünü bugün daha iyi algıladım cahit zehra sağolsun.
|
Bence de sence
Alıntı:
Cahit in öğrencilerle yaptığı sohbet
çok hoştu. Pilot olmak istediğini zaten biliyordum küçük de olsa deneme
yapmış. Ama dünyayı gezme olayı doğru mu bilmiyorum ama çok hoştu.
|
Evet Cahit otostopla ahEvropayı gezmiş : ) Uçuş deneyimlerini anlatırken, gözbebeklerini büyütüp yana falan kaydırıyor ya müthiş bi "vay be" efekti olur bu giften! Bir de büyücü bu Cahit : )
Elleriyle herkesi hipnotize ediyor, evet ben ben ben inandım, sen sen sen de inan, aaa Zehra hanım buyur yorulma otur ve diğerleri tizelden deffolun ülennnn
Alıntı:
Cahit ogrencileriyle iyi sohbet ediyor herkesi toplamis etrafinda, yaa ne guzeldi hele elle yallah haraketi
|
Alıntı:
Erdem ve Cahit derse girdiğindeki
takılmalar çok hoştu. Sınavı duyunca çıkmak istemeleri, sonrasında
öğrenci gibi oturmaları falan. Aslında o sahne daha uzun olacak sınav
ertelenmişken ders anlatacak sanmıştım ama resmen geçiştirildi o sahne.
Ona üzüldüm işte.
|
O sahnenin geçiştirilmesine ben de çok üzüldüm ama ErdemZehraCahit üçlüsünün en hınzır sahnesini gifleyeyim istedim. Cahit'in eller yine iş başında, Zehra, ah Zehra ne kadar güzelsin... Cahit'in elleri sihirli
fakat....
Peki ya Zehra'nın elleri... Elinden hiçbir şey gelmiyor Zehra'nın, çaresiz... Yalnızca Zehra değil, büyücü Cahit de çaresiz, kısmet değilmiş...
Alıntı:
Cahit Erdem&Rasim olayını ve şiir meselesini sadece bahane ediyor adım gibi eminim.Onun "Başka şeylerde var ama boşver."
dediği şey hastalığı bence.Hastalıktan fırsat bulup aşk yaşamaya
cesaret edememiş.Zehra'yı yarı yolda bırakmaktan korkmuş.Benim anladığım
bu açıkçası.
|
Cahit'in bahanelerinin sonu nerelere varacak çok merak ediyorum. Rasim asıl benim başımı yaktı gibi bişeyler söyledi, Rasim Cahit'i de kızdırmış, sanırım "coming soon" vari Rasim'in Kabahatları ve Bahaneleri isimli bi başyapıt bizi bekliyor ya da ben hep daha fazlasını bekleyen şirret bi izleyiciyim, bilemiyorum hiç.
Dudağının kenarına hiç gitmiycekmiş gibi bağdaş kuran şu gülümsemenin kıymetini bil Cahit... Ah be Cahit insanı hayatta kaç kişi, kaç şey böyle gülümsetebilir Allah aşkına bi düşün... (Erdem ve şiir gibi cümleri kalp ben)
Alıntı:
„Ben bu evin ne zaman önünden geçsem; kararsızlığımı, ürpertici yalnızlığımı hissediyorum."
Su Baran Akbulutda az degil! O kadar güzel oynuyor ki o replikte gözlerim doldu! Vicdansiz az daha aglatcakti beni |
Gözlerini kapatıp içimi ürperten yalnızlığımı dillendiriyor sanki, yalnızım yalnızsın yalnız... Ama sihirli elleri hep imdada yetişiyor, tut kolumdan çek götür beni, çekip çıkar acı hatıralardan...
Alıntı:
Erdem ve Rasim'in yalnız ardıçta birbirlerine kendi hal dilleriyle laf sokmaları güzel sahneydi ama en çok Aristoyu üzdü.. Gene elinde çay bardağı vardı.. dedim gene bir fondip geliyor, Kaleis.. (çok uzun hatırlamıyorum özür dilerim) ekran karşısında nolacak şimdi.. neyseki güzel güzel kaşığı tutarak yudumladı çayını da, gene bir fondip vakası yaşamadık.. |
Kısaca Kaley diyorlar bana buralarda, uzun ben de sevmiyorum. Hep çay içen Cahit'ler getirdim, hiç üşenemiyorum, mevzu Cahit ve çay olunca
Alın terine vurgu yapılması güzel de, o çaylar berbat be Rasim, az biraz bekleseydin de demlenseydi... Kuş kadar yiyen Cahit'in de elleri karnında bu sefer, Cahit'in ya da Baran'ın mı demeliyim, her hareketini dikizleyen tuhaf bi forumgül oldum çıktım, aman gönül dur duvarlara vur destur çek diyip dizginleyemeye çalışıyorum ama, kalbimin söküklerindeki aşk dikişleri hınzırca belli ediyor kendini, engelleyemiyorum...
Alıntı:
Rasim, bu adama bayılıyorum
yaa.. Hele de 58lerdeki haline.. Çocuk gibi, ne yapsa kızamıyor insan..
Büyük yanlış yaptığı ama ne güzel affettirdi kendini.. Verebileceği en
güzel hediyeyi verdi Erdem’e ‘’ Özür beyanım, af dilekçem ve son çarem’’
diyerek.. Erdem de uzatmadı neyse, nefessiz bırakarak sardı Rasimcanı ,
ne güzel barıştılar.
|
Alıntı:
Ve rasimin kendini affettirmek için
yaptıkları . ne yaptığını yapacağını pek tahmin edememiştim. Daktilo işi
süper oldu. Erdeme herhalde verilebilecek en anlamlı hediye idi.
Aslında o daktiloda bir şey olduğunu bi anlamı olduğunu her gösterişte
hissediyordum ama böylesinin düşünmemiştim. Hediyenin dışında onun
veriliş anı daha güzeldi. “özür beyanım, af dilekçem, son çarem”
falan. Tabi dulkadiroğlU ve bayazıt için kurulacak dava divanı da öyle.
Erdem de dayanamadı ve barıştılar. Rasime kızsam da barışmalarına
sevindim. Rasim ve Erdem dostluğunu ayrı seviyorum çünkü. Yalnız bu
konuda takıldığım bir konu var tamam Rasim öyle bir hata yaptı da gerek
74 lerde gerek diğer sahnelerde sanki olay sadece Rasimin işgüzarlığı
imiş gibi yansıdı. Yani şiir onun değilmiş Erdem bir şey hissetmemiş
gibi. Oysa mektubu aldığında ve diğer sahnelerde Erdemin Zehraya boş
olmadığını hepimiz gördük. Tamamen Rasimin yanılsaması gibi kaldı durum.
|
Bence de sizce... Biri bana da kalkıp daktilo hediye etse harbiden affederdim! Divana bırakmamak gerek zaten...
Alıntı:
Bi de bir gece klasiği haline gelen
sahne.. Erdem içeri girer, uyuyan karısını süzer, aşık aşık bakar ona..
Aslında Erdem’i gece yarısına kadar bekleyen Naciye’yi görmek istedim
ben hep.. Adam her girdiğinde odaya uyuyor Naciye.. Kocasını beklese
mesela, kendisini beklediğini gören Erdem’le oturup gece sohbetleri
yapsalar.. Hayaller hayaller işte..
|
Alıntı:
Erdem demişken acaba ne zaman eve
geldiğinde karısını ayakta onu bekler görecek merak ediyorum. Her
seferinde öyle ve yazık adam giriyor öyle izliyor izliyor.
|
Alıntı:
Erdem'in Cevat'ın peşinden bu kadar
fazla koşması çok mantıksız geliyor bana.Sırf o okula gelmedi diye dersi
Kahraman'a bırakıp Kenan hocaya baktı ve onuda göremeyince birlikte
olduklarını düşündü.
|
Cevat yüzünden dersi bırakıp gitmesi bence de abartıydı, kaygılanmasını falan anlıyorum ama o dersi yarıda bırakmak da bi yerde diğer öğrencicikleri boş vermek değil mi, bi de ne çekmiş be bu hocalar... anlat anlat bitiremediler öğrencilerden çektiklerini, kıyamam...
Alıntı:
Erdemin ceza aldığını duyunca ve sebebin şiir olduğunu duyunca şaşırması çok hoştu. Ama içerik üzerine olan sözler daha hoştu “ insanın başını iki şey belaya sokar. Ya siyaset yada aşk. Hoş aşkta ayrı bi siyaset ya”
ne kadar doğru aslında. Başlar en çok bu ikisi yüzünden bela da.
“siyaset değil” diyen Erdemi mahcup etmemek için uzatmaması ve
evdekilere dert anlatmaması için önerileri güzeldi. Sahne kısa ama
doyurucu idi bence.
|
Başımızı durup durup belaya sokmuşuz işte, hem siyasetle hem aşkla... Genel olarak siyasi sahnelerin bazılarını beğensem de, çok mizansen kaçan klişe sahneler de var, insanı yoruyor, bilgisayardan online izlerken arada saate falan baktım, bu sahneler ne vakit geçecek diye...
Alıntı:
Tanıtımlarda Ali'nin de Zehra'dan
hoşlandığı ama ilişkilerde içine kapanık olduğu yazıyor.Ama bu bölüm
Ali'den kısacık saniyelik bi tepki bile göremedik Erdem'in Zehra'dan
hoşlandığını duyunca.Mesela ailesiyle ilgili hiçbir problemine
değinilmedi bugüne kadar. Ben Ali&Rasim dostluğunu ve Ali'nin
hikayesini az az da olsa izlemek istiyorum. 7 Güzel Adamlarımızdan ilk
Rasim sonra Erdem evlenmiş 3. evlenen kim olacak bilen birisi
cevaplayabilir mi?
|
Ali de mi Zehra'yı seviyormuş, ilk kez duyuyorum... Nolur abartmasınlar, bence üçgen yeterli dörtgenler beşgenler fazla geliyor bana. Evet Erdem damat oluyor sıra kime geliyor? Ben de merak ediyorum, bilen yeşillendirsin (ah şu ekşiciler)...
Alıntı:
Fragmanda Cahit düşüp bayılıyor
Zehra hissediyor nasıl güzel bi sahne olacak nasıl etkileyecek şimdiden
belli.Geçmiş sahnesi de çok hoş el ele koşuyorlar nereye koştukları hiç
önemli değil nasılda mutlular.
|
Nereye koşuyolar bunlar böyle elele... Sihirli ellerle çaresiz eller birleşmiş, ne yapıyorlar bana böyle... Ah ah cumartesi çabuk gel annem bekletme...
Dipnot: Senarist Şilan Avcı'nın şiirlerini de çok seviyorum, özellikle Cahit'e yazılanlar. Bir de yeni yeni öğrendiğim benzetmeler, tabirler, misal yün dövme hikayesi... Kalemine sağlık.
Yönetmen değişecek diye kaygılarım vardı ama yeni yönetmenimiz de harika bi iş çıkarıyor, bayrağın kadraja katıldığı devlet baba sahnesi on numeroydu. Şimdilik tek isteğim, tüm bıyıklı adamların bi gün tıraş olurken bıyık gitti iyi mi, benim de benim de benim de diyip, şu uyuz takma bıyıklardan kurtulmaları, nolur olsun bu artık, yalvarırım!..
Yönetmen değişecek diye kaygılarım vardı ama yeni yönetmenimiz de harika bi iş çıkarıyor, bayrağın kadraja katıldığı devlet baba sahnesi on numeroydu. Şimdilik tek isteğim, tüm bıyıklı adamların bi gün tıraş olurken bıyık gitti iyi mi, benim de benim de benim de diyip, şu uyuz takma bıyıklardan kurtulmaları, nolur olsun bu artık, yalvarırım!..