Özür dilerim delik çoraplarımla misafirliğe gelmiş kadar, mahçup
hissediyorum kendimi şu an… Ama bu kadar doğal, bu kadar naïf, bu kadar
tatlı bi mahçubiyet ancak böylesi anlarda yaşanıyor, kalbinin
söküklerindeki aşk dikişlerini kolay kolay gösteremiyor insan…
Her şey birdenbire oluyor bazen. Limitlerini biliyorum sanıyorsun, herşeyi öngörüyorum onunla ilgili, ama işte hiç de hesapta yokken araya giriyor sevgi… Bırakabilirim diyorsun… Yalan söylüyorsun… Saçlarını okşayıp soruyorsun, ihanet ettin mi diye… Hata yaptım ama ihanet etmedim diyene hediyeler sunuyorsun… Hani enayilik deyince akla gelendi o… Çok mu karmaşık anlattım, yoksa girift bilmecelerde saklı bi yaşam aşkıyla tutuşmakta mı bu hikayenin insanları? Mutlu musun Pamir, bilmem yaşıyorum işte… Hapşurunca çok yaşa diyenlerim olsun diye… Çünkü hapşurunca çok güzel şeyler söylüyorsun şapşikliğinde tüm büyü belki de… Alınganlık indexlerimiz kara borsa olmuş, yap bi güzellik de hep benimle yaşa… Çok yaşa… Yıkıntılar arasında da olsa, şimdi şu anda iki bardak çayın deminde, neşeli sabahlarımı yaşa… Aşkla karışık kar yağışı altında bi dizi yorumu yaptım galiba, sahada gördüklerimi yoğun kalp atışlarımla mixleyip techno bi versiyon çıkarmış olabilirim ortaya, “çoraplarımdan” ötürü özür dilerim, ben sadece bu hikaye çok yaşasın istemiştim
Bonus: "Pamir'in düşkünü beyaz giyer kış günü" adlı kürdili hicazkar eserin mixlenmiş techno versiyonu

əllərinə sağlıq. məndə bitməməsini çoooooooooooox istəmişdim :(
AntwortenLöschen