"Toplumun ahlaka aykırı saydığı
kitaplar topluma kendi ayıbını gösteren kitaplardır." Yazdıklarının tepki
alacağını bildiği için peşinen savunmasını yapmış Oscar Wilde. Kitabı okuyanlar
Dorian Gray’den çok Lord Henry’nin etkisinde kalıyor bence. 'Henry günlerini
inanılmayacak şeyler söylemekle, gecelerini de akla gelmeyecek şeyler yapmakla
geçiriyor. Öylesine aşırı zeki, aşırı alaycıydı ki insan onu sahiden
sevemiyor.' Farkettim ki, söylediği sözleri hiç onaylamasam da çok ilginç bi
bakış açısı kazandırdı bana Henry. "Vicdan ve ödleklik aslında aynı
şeydir, vicdan şirketin piyasada bilinen adıdır, hepsi bu." diyor mesela
kesinlikle katılmıyorum bu fikre ama bu sözün altını çizmekten alamamışım
kendimi. Bana en ilginç gelen, üzerine en çok düşündüğüm teorisi de şu:
"Gövde bir kez günah işler ve günahla
ilişkisi kesilir, çünkü eylem bir tür arınmadır. Eylemden sonra tek artakalan
bir zevkin anımsaması ya da bir pişmanlığın lüksüdür. Şeytandan kurtulmanın tek
yolu şeytana uymaktır. Karşı gelindimi ruh kendi kendine yasakladığı şeyin
özlemiyle hasta düşer, kendi ürkünç yasalarının korkunçlaştırdığı ve
yasallıktan çıkardığı şeye karşı duyduğu arzuyla marazileşir."
Elbette ki böyle bi teoriyi kabul etmek
imkansız. Bir kez adam öldürdüm, günahla ilişkim kesildi, denilebilir mi?
Henry’nin anlattıklarını dinlemek güzel, fikirlerini uygularsanız sonunuz
Dorian’a benzer, aman uymayın şeytana! Edebiyata doymak isteyenler mutlaka
okumalı bu kitabı, ben çok sevdim. O kadar çok aforizma topladım ki bu
kitaptan, hepsi sığmayabilir buraya, artık olduğu kadar:
Kitap sevgim öyle büyüktür ki kitap
yazmama engeldir.
Üzerinde kuram geliştirmeye değer tek şey
keyiftir.
Çocuklar başlangıçta ana babalarını
severler, büyüdükçe yargılarlar ve kimileyin bağışlarlar.
Hayatın da tıpkı şiir gibi, heykel, resim
gibi, özene bezene yarattığı başyapıtları vardır.
Gerçek şairler hayatta gerçekleştirmeyi
göze alamadıklarını şiir olarak yazarlar.
Çoğu kişiler yaşamın düzyazısına aşırı
yatırım yapmak yüzünden iflas ederler. Şiir yüzünden batmak bir onurdur.
İnsanoğlu kendini aşırı ciddiye alıyor.
Dünyanın işlediği ilk günah budur.
Var olan her kusursuz şeyin ardında acılar
gizliydi. En sıradan çiçeğin açması için dünyanın çile çekmesi gerekiyordu
sanki.
Aslında insanları birbirinden ayırırım
ben. Arkadaşlarımı güzellikleri için seçerim, tanışlarımı karakterlerinin
sağlamlığı için, düşmanlarımı da parlak zekaları yüzünden.
Ah gençliğiniz elinizdeyken değerini
bilin! Günlerinizin altınlarını sıkıcı kişileri dinleyerek, ciğeri beş para
etmeyenleri adam etmeye çalışarak boşa harcayın; hayatınızı cahillere, adilere,
kabalara adayarak yazık etmeyin.
„Gündelik olgular dünyasında ne kötüler
ceza görüyor ne de iyiler ödüllendiriliyordu.Başarı güçlülere veriliyor,
yenilgi zayıfların eline tutuşturuluyordu.“
„Çünkü bütün günahların kaynağı,
dinbilimcilerin bıkıp usanmadan söyledikleri gibi, büyük sözünden çıkmaktır.“
Hem zaten dünyada insanın kibrini en
okşayan şey, sen günahkarsın, denmesidir.
Kişinin kendi kendini suçlaması doyum
verici bir lükstür. Kendimizi suçladığımız zaman başka hiç kimsenin bizi
suçlamaya hakkı yokmuş gibi gelir. Kişiyi günahtan arındıran itirafın
kendisidir.
Genç kalmanın gizi, yüze yakışmayan
duygulardan uzak durmaktır.
„Saf, köy yaşantısı. Sabahleyin erkenden
kalkıyorlar, çünkü yapacak pek con işleri var; akşamleyin de erkenden
yatıyorlar, çünkü düşünecek hiçbir şeyleri yok.“
„Öte yandan kişinin soy yolundan ataları
olduğu gibi edebiyat dünyasında da ataları vardı ki, bunlar tıp ve huy yönünden
insana ötekilerden daha yakın oluyor, insan onların etkisini daha kesin fark
ediyordu.“
„Gerçekten de onun için sanatların en
birincisi, en yücesi bizzat Hayat’tı; bütün sanatlar Hayat için girişilen bir
hazırlıktan başka bir şey değildi.