Montag, 28. April 2014

Bir Kara Lise Hikayesi

Birinci bölüm öylesine naifti ki, kalbimdeki kağıt kesikleriyle bekledim ikinci bölümü, bknz: Şekil A

Artık mevsim kış,
Serin bir sabahın huzuruna eğilip,
Toprağı öpüyor yapraklar.
Her şeyin rengi soluk bu günlerde
Her şey kirli bir sarıya dönük.
Tozunu yuttuğumuz zamanın kollarında uyuyor şimdilik gençliğimiz.
Anılar eskinin rüzgarıyla ile aklımın kıyısına vurup duruyor.
Birbirine vuruyor herkesten saklı,
Kendi ikliminde kayıp, derin kabuklu yaralarımız...
İçimden akıp yükselen, özlemlerine değen ,
Derin bir kış hikayesi bu.
Merdivenlerinde koştuğumuz,
Sıralarında sırdaş olduğumuz,
Bir Kara Lise Hikayesi...


Beklenmedik bi manzara sersemletti beni...
Zehr' aşk...


Rasim'in yaptığı şirinlikler bi yana... Bi tarafta Naciye'ye buluttan aydan güneşten yalansız methiyeler, diğer tarafta 1958lerde kalmış zehr' aşk... Keşke başka bi kurgu yapılsaymış, yapılabilseymiş... Gönül isterdi ki sadece 1958ler anlatılsın... Benim en sevdiğim ve sanırım tek ilgilimi çeken sahneler 1958lere ait... Hele 7 güzel adamın topluca endam ettiği sahneler var ki, aklıma hep Ziya Osman Saba'nın güzelim "O Sınıf" yazısı geliyor...


Dudaklarımızın üzerinde ter bıyıklarımız, sevinçlerimiz, ümitlerimiz, ne emellerimiz var!... Aradan geçen bunca yıldan sonra nasıl olur da, o yalnız bir defa için gelip gitmiş günlere dönebilir, nasıl bir daha o sınıfta olabiliriz demeyin dostlarım... Ben sokakta rastlayıp el sıkıştıkça, eski günlerden konuştukça, hepinizi eski halimizde buluyorum. Benim için hiçbirinizin saçlarında aklar, yüzlerinizde çizgiler peyda olmadı, hiçbiriniz şişmanlamadı, hele hiçbirinizin alnı kararmadı.   


Erdem ile Cahit'in yeri ayrı olsa da bu bölüm Rasim ile Ali'yi de çok sevdim ben. Hikayeler yazdılar ve birbirlerine tatlı tatlı feedback verdiler. Söylemeden edemiycem, çok şekerler ve gerçekten bu 7 adamın hepsi de birbirinden yakışıklı:img-in_lo


Hikayenin bir de sevmediğim tarafları var tabi. Emine'yi asla sevemeyeceğimi biliyordum ama bu bölüm Erdem'in kız kardeşi en sevmediğim karakter oldu. Yine de, kelimelerim harp düzenini almıycak, isyan bayrağını çekmeyeceğim şimdilik...


İsyan şiirleri bilirim sonra
Kelimeler ki tank gibi geçer adamın yüreğinden
Harfler harp düzeni almıştır mısralarında


Edebiyata olan düşmanlığı harflerin harbi paklar ancak. Ama bunun için çok okumak lazım. Okuyup anlamak, bilmek lazım. Çünkü insan en çok bilmediğine düşmandır. 

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen