Sonntag, 7. September 2014

Yedi Güzel Adam 9. Bölüm

Dopdolu bi 9. Bölüm, yazacak o kadar çok şey var ki, ee özlemişim de biraz. Hakkı ile başlamak isterim yorumuma. Annesi ve çarşıdaki abiyle sohbetleri harikaydı, yardımcı oyuncuların en başarılıları seçilmiş, özellikle bazı tiradlar çok etkileyiciydi. Zaten bu dizide laf olsun diye yazılmış hiçbi karakter yok. Hakkı’nın alevi oluşu Maraş katliamını derinlikleriyle izlememize vesile olacak, öyle yüzeysel geçilmeyecek çok sevindim. Ayrıca Alevi Dedeleri yaklaşık bir-iki yıldır duyduğum bi mesele, öğrenmek benim için de ilginç oluyor, ki insan en çok bilmediğine düşmandır. Tüm düşmanlıkları yok etmek için de tanımak, tanışmak gerek. Mahsun dedenin dergahındaki küçük Hakkı tam yemelikti, ama el öpme merasimi bana çok ilginç geldi. Kendimi Hacı Bayram-ı Veli ve talebelerini anlamaya çalışan Akşemseddin Hazretleri gibi hissettim. Ama en çok da Hakkı gibi hissettim, hepimiz Hakkıyız!


"Kâlû belâ, insan-ı kâmil olma yolunda Hakk'a söz verdiğimiz gündür. Çünkü acizliğimizi ikrar, Hakk'ın bildiğini kabul ettiğimiz gündür.O gün sen bizim Rabbimizsin dediğini unutmayanlar huzur içinde tamama erdirirler dünya zindanını. Ama onun aleviliğine, bunun sünniliğine takılmışsan eğer, kâlû belâda verdiğin sözü unutmuşsun demektir.



Gönül hikmetten yoksunsa, orda dedikodu odunu çıra gibi alev alıverir hemen. Halbuki insan bilse, ahde vefa edip bilse, şunun şurasında eninde sonunda gideceği yer iki metrelik çukur. Orayı güllerle doldurmak varken, hiç fitne ateşleriyle doldurur mu aklı olan." Üzerine söz söylemeye gerek var mı bilmiyorum ama, gül kokusundan çemen kokusuna direkt geçiş yapan Hakkı, sen nasıl bi sapşiriksin <3 


Peki ya Kur'an rahlesinde "devrimci savaş" kitapları okuyan Cevat'ı ne yapıcaz :) Kahraman ile Cevat'ın kabuslarına eyvallah da, bu ülkücü dayısı olan kızların devrimci sevdasını ne edelim be hacı, kaç tane dizisi var bu hikayenin o_O

*** YORUMSUZ
"Zeytuna yemin olsun. Bugün bi zeytin dalıyla özgürlük savaşçısının silahını taşıyarak geldim, elimden zeytin dalının düşmesine müsaade etmeyin."


Tûr Dağını yaşa
Ki bilesin nerde Kudüs
Ben Kudüs’ü kol saatı gibi taşıyorum
*
Ayarlanmadan Kudüs’e
Boşuna vakit geçirirsin
Buz tutar
Gözün görmez olur
*
Gel
Anne ol
Çünkü anne
Bir çocuktan bir Kudüs yapar
*
Adam baba olunca
İçinde bir Kudüs canlanır
*
Yürü kardeşim
Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin
***

Hazır anne baba demişken Naciye ile Erdem ne kadar tatlı olmuşlar değil mi? Sökülen bez bebeği diken Naciye detayı incenin de incesi bi detay olmuş, Nuri Pakdil'in şiirine kadar uzanmış.

"Kudüse şiir gömlek dikişi annenin
gösterir yönümüzü iğneden çıkan ipliğin konumu
kare ya dikdörtgen
annenin çocuk yanağındaki izi"

Peki ya Erdem? O nasıl güzel bi şiirdir. Bazen insan eliyle koymuş gibi bulmak istiyor şu şiirdeki yaşanmışlığı. Aramasa da bulanları çok ama çok kıskanıyor, hadi imreniyor diyelim.


"Bir an kayboldun gibi! yaşadım kıyameti
Yoruldun ama buldun ey kalbim emaneti

Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma
Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma

Çiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarından
Göz çeşmem suya erdi sevda kaynaklarından

Bir aydınlık denizin sonsuz derinliğinde
Yüzüyorum gözünün yeşil serinliğinde" 

Boğazımda yumruk oldu Erdem'in her Peygamber deyişi, gözlerim doldu. Hele "Bir babanın kızı için babasının annesi diye hitap etmesini şerh etmeye benim bile gönlümün gücü yetmedi Naciyem." sahnesi benim için bambaşka çok çok özel bi sahne olarak kalacak, eyvallah.

- Çok ciddi, çok duygusal bi yorum oldu farkında mıyım?
- Rica ederim ne ciddiliğimi gördünüz!
- Çok iyi bi insansın sen
- Hadi ordan


Emine gerçekten müthiş bi şey oldu. Ninni de ekolu mekolu harikaydı. Burdan yardır Emine, diyebiliyorum sadece :)

Naciye'nin hamilelik durumları benim rot-balans ayarlarımı biraz fazla bozdu galiba, şunu yapmasam olmazdı =)))


Mevzu hala Cahit'e gelemedi diyenler varsa, "ayran içtik, ayrı düştük" cıvıklığımı da yapayım da şu gifi zerzebil edeyim.


Hazır ayran masasındayken az biraz da siyaset konuşalım Alicim, özlemişim seni de epeyce :)


Ö-öhöm Cahit'e bi haller olmuş farkettiniz mi? Biz bi şey mi kaçırdık, hayırdır nedir bu mutlu mesut haller diye düşünüyordum ki, Kenan hocanın tayin haberi ile resmi bayram ilan etmiş Zarifzade. Ama ama ama öyle a-acayip bi vücut dili var ki Baran'ın. Yani bi Uğur geri sar yaptım da, hani böyle topu göğsünde yumuşatıp pas veriyor mübarek:D Evet üşenmedim, geri sardım, buyrun bakın :PPP


Vur davulcu eline üşenme hoppa
Çal zurnacı diline üşenme hoppa
Neden? Because Hezarfen Süleyman is back in town


Ne Hezarfeni, adımız Kirpi'ye çıkmış da haberimiz yokmuş =)))

Zehra kızım aç kulaklarını da iyi dinle, sana laflar hazırladım. Almış iki adamı ev ahalisinden habersiz eve getiriyorsun. Evdeki Hatice bacım çekmiş pijamaları uzatmış ayaklarını keyif yapıyordur belki. Aman bugün de bulaşıklar kalıversin, toz alınmasın, ev süpürülmesin ne olacak demiştir, felekten bi gün çalıyordur belki, ütü tepelerine doğru ayran kadehleri kaldırıyordur, olamaz mı olabilir! Yanisi Zehra kızım, sana laflar hazırlamıştım ama kuaförden yeni çıkmış saçlar ve full makyajıyla Hatice ablanın bu "heran bi beyaz atlı prens kapıma dayanabilir halihazırdalığı" beni dumur etti. Ay i-na-na-mı-yo-rum!!! Bu dünyadaki tek sefil benim, onu iyice idrak ettim ben :(


So sorry ama artık o kurnadan bu kurnaya çirkef sıçramış vari bi şey yapmam şarttı, üzgünüm Hatice!


 Süleyman sana da burdan bırak bu işleri, devlet su işleri diyorum canımıniçi. Cahit sen de yangının küllerini rahat bırak, yoksa Phoenix olup geleceğim Maraş'a:))) 




"Öyle sofralar gördüm ki
İnsan kasları vardı tabaklarda

O eğik gövdeler önünde yalnızlık
Herşeyi birbirinden uzağa çarpıyordu
Bir kadın
Bir erkek 

Gizlice soluyordu
Bir erkek av arkadaşından
Avdurgunluğu gibi gösterip saklıyarak
Kamışlıktaki sazların arasından
Ilık ve yapışkan fısıltıları
Ayırarak alarak
Urgan gibi bedenine doluyordu 

Herşeye benzeyebilirken o
Hiçbirşey benzemezken ona" 

Eteğimde ne kadar çok ceviz biriktirmişim dök dök bitmedi. Neyse harç bitti yapı paydos diyerek, sahneyi Cem Karaca'ya bırakıyorum, sağlıcakla :)




Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen