"Küçük günah yoktur;her şeyden hesaba çekileceğiz.
Büyük günah yoktur; Allah her şeyi affeder." Hammad Dede haklı, önceden
belirtmek isterim ki, ben de bu yorumumda fanatik bi Menteş okuru olarak, bol
bol hesap sorup nihayetinde Menteş’i affedeceğim ve bunu samimiyetin içtenliklisi,
dürüstlüğün doğrusu, diğerkamlığın fedakarcasıyla yapacağım. Tam da bu noktada
"çok isterdim… ama hiç istemiyorum." dermişim.
Fedakarlıkla başlayalım o zaman. Kitap 17 Eylülde çıktı 22
Eylülde dönüş biletim vardı. Kitap çıktı ama Uşak’a ben dönmeden gelir miydi?
Uşak’ta D&R var mıydı? İnternetten sipariş versem yetişir miydi? Bunca
dönüş hazırlığı içinde kitabıma nasıl kavuşacaktım. Mutlu sona ulaşmak için çok
çaba sarfettim ve dönmeden bi gün önce kitabıma kavuşabildim.
Dürüstlüğe geçelim. "Menteş bu sen değilsin"
dedim durdum kitap boyunca. En çok yadırgadığım kısımlar özetle;
-Tesadüfün iğne deliği zorlama rastlaşmalardan oluşan olay
örgüsü
-Çok da felsefi bulamadığım felsefik mevzular
-Zorlamanın zorlaması ters köşe kitap sonu
-Önceki romanlarında bulunan karakterin siyam ikizi
karakterler (Şebnem Şibumi-Şifa Savk benzerliği, Korkma Ben Varım’dakine benzer
e-mailler, Ruhi Mücerret’teki yaşlılık vurgusu,vb)
Nolur artık bu göz kanatan kitap kapağı tasarımından vazgeçilsin. Bir buçuk saat boyunca kardeşime kahvaltı sofrasında bu
romanı hiçbir olayını atlamadan anlattım, kendisi hala hayatta.
Samimiyete gelecek olursam. "Galaksinin tüm
çekmecelerinde, ansiklopedinin yanlış ciltlerinde, iyi günde, kötü günde,
ıssızlıkta ve izdihamda, duyguda ve düşüncede, hastalıkta ve sağlıkta,
mikroskopla ve teleskopla, çiçekler hızla büyürken ve bombalar yavaşça
düşerken…“ sadık bi Menteş okuruyum. "Belki, galiba, sanırım, acaba,
sanki, bence, muhtemelen, adeta yani." Yeni romanını sabırla bekleyeceğim.
"Beklemek demiş Baltasar Gracian, heves ve ihtirastan arınmış, sabırla
bezenmiş bir kalbe alamettir."
Aristoteles’ın sözünü ettiği hayatın gerekleri olan,
"özgürlük, bilinç, kişilik, şüphe, muhakeme ve eleştiri" birbirine
madem ki bu denli bağlı, özgürlüğüm azalmasın diye eleştiriyi bırakmayacağım. Kitapta kendimi bulamadığım için böyle hissediyorum olabilirim. Belki
Menteş de "Yazar olmak müthiş şey, hiçbir şey istememeyi kim istemez"
diye düşünüyordur. Kitapta altını çizdiğim cümlelerden intihalle yazdım bu yorumu,
nasıl bu kadar denk düşebildi hayretler içerisindeyim. Şu alıntıyla
bitiriyorum; "Markalı robot, mahalli zombi veya kıdemli köleye dönüşmemek
için, yatmadan önce mutlaka yarım saat kitap okuyun!"
BONUS:
"9 ay 10 gün hapis yattım, çıktığımda yeniden doğmus gibi
hissediyordum."
"Sürekli alaycılık, ciddi bi depresyon belirtisidir"
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen