Freitag, 11. Januar 2019

2018 Okumaları (1) - Deniz Gurbetçileri


Yıllar sonra yeniden "MERHABA"...
İş yoğunluğu epey azaldı, o vakit okumakla yetinmeyelim, okuduklarımız üzerine bir şeyler yazalım. Yeni okuyacaklar için de faydalı olur umarım. Spoilersız yazabileceğimi çok sanmıyorum ama en azından, gerekli yerlerde DİKKAT SPOİLER uyarısı benden, okuyup okumama kararı sizden.

2018'de okuduğum kitapların, üşenmedim tek tek fotoğrafını çektim, evet bu aralar epey boş vaktim var :) Toplamda 27 kitap okumuşum, deli gibi çalışıp, ölmemek için okuyan biri için 6000 sayfa gayet iyi bence :)

Deniz Gurbetçileri - Halikarnas Balıkçısı
(Ocak 2018)



"Hey Bodrum!.. Masmavi gökleri,  ışık dolu sokakları, bembeyaz evleri, hurmaları, frenk incirleriyle uzaklarda kalıyordu."


Evet Bodrum bana hep uzak kaldı, denizden uzak "rakımı çok yüksek bozkırlarda" büyüdüm ben. Belki sırf bu yüzden, ortaokul Türkçe kitabında okuduğum bi roman adını mıh gibi aklımda tutuyordum "Deniz Gurbetçileri"... Denize, yeşile hasret büyürken, en çok bir gün ben de "Deniz Gurbetçileri"ni okuyacağım diyordum kendime. 32 yaşında da olsa okumak nasip oldu! Keşke kitapta anlatılan Ege'yi görmek nasip olabilseydi. Evet o bayat nakarat... Eskidendi çok eskiden...

Kitapta altını çizdiğim satırları tekrar okuyunca farkettim ki, hep o güzelim betimlemelerin, ışık, renk, doğa güzellemelerinin etkisinde kalmışım. Okurken "yedi elvan gelin kuşağı dolmuş gözlerime". "Masumluğu apaçık gök gibi" olan emekçilerin en nihayetinde "efsaneye, masala" evrilen hikayeleri, bana da "ne mutlu Anadolu'ya ki Balıkçı'sı var" dedirtti.

Okuması çok kolay bir kitaptı, diyemeyeceğim, denizcilikle ilgili çok fazla yabancı olduğum terim vardı başlarda, ama dipnotlar imdadıma yetişti bu noktada. Yine de benim gibi çok yoğun çalışan biri için çok ağır aksak ilerledi kitap, özellikle ilk 50-100lük yokuşta:) Ama bu durum benim için tüm kitaplarda böyle oluyor, yazarın dilini anlamak, kurduğu dünyayı keşfe çıkmak, karakterlerle tanışmak derken, o ilk 50-100lük yokuş aşıldıktan sonra düz bi koşuya başlıyorum ardından son yüzlüğü yokuş aşağı muhteşem kayıyorum!

Kitap kapağıyla ilgili yayınevine çok büyük bi teessüfüm var. Kitabı sürekli yanımda taşıdığım için bir aylık serüven içerisinde "Balıkçı'nın mavisi" silindi soldu, ama olmuyor ki, olmuyor yani!






Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen