Müzik ve edebiyat sevdalısı
herkesin kütüphanesinde bulunması gereken bi şaheser diyebilirim Suskunlar
için. Özellikle tüm müzik öğretmenlerinin ve müzisyenlerin okuması gereken bi
kitap bence. Spoiler vermeden bu kitaba dair bi şeyler anlatmak gerçekten zor.
Kitap bende "anlatılmaz yaşanır" denilebilecek tarifsiz hisler
bıraktı. "Hayat kadar gerçek, düş kadar inanılmaz"… Kitabı
bitirdikten sonra kitapla ilgili o kadar çok şey okudum ki, hatta Harun
Tekin’in bi videosu vardı, dünya batsa uzaya giderken yanımda götüreceğim ilk
kitap Suskunlar diyordu. Harun Tekin’e hak vermemek elde değil.
Yorumun bu kısmı SPOİLER!
İhsan Oktay Anar’ın "en çok ilgimi çeken kitaplar Tanrı’nın
yazdıklarıdır" şeklinde bir sözü vardı yanlış anımsamıyorsam. Suskunlar
kitabı temelde "baba, oğul, kutsal ruh" üçlemesi üzerinden ilerliyor,
ama sayısız tarihi ve kutsal metine gönderme var. Hz. İsa’nın dirilttiği ölünün
ismi İncil’de "Lazarus" olarak geçiyormuş, kitapta Lazar adında bi
karakter var. Yine Habil de Kabil’e dair Kur’an’da geçen ayetteki karga
ayrıntısını atlamayan ince bi işçilik var bu kitapta. Acaba daha bilmediğim kaç
gönderme vardır diye düşünüp, kitap hakkında yazılan tezleri okurken buldum
kendimi bir anda. Doğru tespitlerin yanında bol bol tuhaf yorum okudum. Hatta
bi blogtaki kitap yorumunun altında, çok uzun bi kavga vardı burda hatırlayıp
canımı sıkmak istemiyorum. Kitabı bitirdikten sonra şöyle bir şey yazmışım bi
köşeye, onu da eklemezsem olmaz.
"Kitabın sonunda uzun boylu
çekik gözlü İhsan Oktay Anar ile karşılaştım yine, Suskunlar'da da gelenek
bozulmamış, tıpkı Puslu Kıtalar Atlası'ndaki gibi. Bambaşka bi ilhamla yazıyor
bu çekik gözlü adam, şimdi saçlarımı tepeden sımsıkı bağlayıp yeterince çekik
gözlü olduğuma inanınca bi müddet ilham bekleyeceğim, boydan kaybetmesem bari" :)
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen