Donnerstag, 26. Dezember 2013

Sobe!

"Kim bu İbrahim Ferhat" bölüm adını görünce İbrahim Ferhat hakkında yeni yeni şeyler öğreneceğiz diye düşünmüştüm ama Türkan'ın İbrahim Ferhat hakkında bizim şimdiye dek bildiklerimizi öğrenmesi şeklinde bi kurgu yapılmış, aslında bu bile müthiş bi ivme kazandırdı hikayeye, öyle ki gelecek bölüm bi "Küçük Kıyamet"... İbrahim Ferhat hakkındaki soruların ardı arkası yok yalnız, en çok da şu öldürülen Yunan mafyayı merak ediyorum, başından beri bitirilmiş bi satranç oyununda gibiyiz, her yeni bilgi bizi bir önceki hamleye götürüyor. Ama nedense bu satranç tahtasında ben Vicdan'ı bi yere koyamıyorum.

Vicdan Berkes olabilir mi? Nilüfer'e sevdası yüzünden Boştepeliyle bir olup İbrahim'i harcadı, sonrasında bişeyler oldu Nilüfer gitti, Berkes de sonradan sözde vicdan yapıp, ki artık bunu da sorgular olduk, Mete'ye yardım etmeye mi başladı? Yoksa intikamı için Mete'yi kullanmayı mı seçti? Başından beri Mete'yi tanıyan tek isim Berkes. O sebepten bu teori bana çok mantıklı geliyor, ancak hala Abdi kim bilmiyoruz. Az da olsa Abdi'nin de Vicdan olabilitesi var sanki. Son alternatif de İbrahim Ferhat'ın ta kendisi zaten. Bakalım böyle merakla izlemek çok zevkli, özellikle gelecek bölüm pek çok şey açığa çıkıyor, umarım Mete ile Esra kardeş mi sorusuna da bi cevap bulabiliriz, zira Esra Mete yakınlaşması sırf bu sebepten bile müthiş midemi bulandırıyor.


Dahiane planlarla Cengiz ile Boştepeli'yi birbirine düşüren Mete, Türkan'ı "emlakçı" diye hafife aldın ve sobelendim bebeğim, hani ben de MFÖ gibi "peki peki anladık" a bağlamıştım, iyi oldu biraz kendine gel. Ama bak o yeni ayakkabı fikri müthişti, yalnız ben olsam krampon alırdım, ufukta yeni transferler var sonuçta. Hani burda öyle bi Sermet Yeşil faktörü var ki Cengiz'e kayıtsız kalmak imkansız, "bi kız sevdi iyi geldi" ihtimalini Cengiz'e çok görmez inşallah senaristlerimiz. Ama bu Esra nasıl bi kız arkadaş, "Boştepeliyim ben zaten" diyip özetliyor kendini, ben üstüne cümle kurmuycam.


Pamir arıları satmış balı bakkaldan alacakmış ama bakkal da CV hazırlayıp bilgi işlem ayağına Boştepeli'nin batık gemisinde miçoluğa başlamış oldu. CV göndersek bizi de görüşmeye çağırırlar mı acaba, "özgün yazılım" deyince kıyamıyorlar zaar "Bakkal ne ya" ne demek ayrıca, buraya Erdal Bakkal'ın, "Bakkal mahallenin kalbidir" tiradı gelecek Neyse artık biz balları hazırlayıp Zeynep'le eylem hazırlığına geçiyoruz yavaştan, şimdi onlar düşünsün "Mete'nin kardeşi" formasıyla kritik noktalarda yaptığı asistlerle Pamir göz doldurmaya devam ediyor ama artık kendisinden bi gol bekliyoruz, hatta beklemekten telef olmak üzereyiz. (Burada seyirci, bölüm sonuna doğru yahu 15 dakika kaldı, acaba bi Zeynep Pamir sahnesi izler miyiz şeklinde umutsuzca saatini kontrol ettiğini itiraf ediyor)


Türkan ve Sadri... Evet hep kahraman bi babamız var diyerek büyüyoruz, sonra kahramanın zaaflarını görüp cankırıklarıyla yaşamayı öğreniyoruz. Türkan gazetecinin evinden ayrıldığı sahnede beni çok etkiledi. Fragmanda da "Babamı öldürecek misin?" diye sorular Mete'ye. O kadar gerçekçi ve etkileyici bi hikaye anlatıyorlar ki izlemelere doyamıyorum! 


Edit: Sanirim bu bölüm gif olayina girmeye gerek yok, ama bigaripPamirsevdasindan mütevellit, illa ki giflik bi pozisyon buluyorum

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen