Dienstag, 3. Dezember 2013

Son Agac

Yorumuma bi Cahit Sıtkı şiiri ile başlayacaktım lakin “son ağaç” i görünce öncelik kızılderililerin oldu, ki son nehirde zehirlenmiş olmalı ki uzaya göçmüş işler güçler ahalisi… ben de türk bayrağının içerisindeki yeşil çerçeveyi sorguluyordum tornacıdaki siyasete giriş birikimimle(!) uzaydaki yosun vadisinde bir türkiyeye yeni bi bayrak şart tabi… çok şekilciyiz değil mi evrak-kürek işlerindeki devir daimi uzay çağında bile aynı şekilde muhafaza eder ama sembolleri illa ki “renew” yaparız… Öykünmelerle geçti bu bölüm benim için…

Önce Cahit Sıtkıya öykündüm, “ne yaptın tarlani, nerde hasadın” kasvetinde başladı bölüm… Ah Ahmet hiç dış fırçası kullanmayan Murattı oysa… Onur Ses Stüdyoları 11-A ile bizim lise son sınıfa öykündüm hacı ki bizimki pek fenerliydi 11-FB ama biz hep 11Fen derdik… Sadinin gümrükteki level geçememe ızdırabında da Merline öykündüm, onu nasıl başardım bilmiyorum, Colin Morgana sormam lazım, yaşlanınca baya baya benzeşmişler Sadi ile…

Meslek hikayelerini yapmayın seslenişinde de leyla ile mecnuna öykündüm demezsem döverler adamı. Ki bu ilk öykünmemdi devamı gümbür gümbür geliyor hacı, bekle. Ben de ismail abiydi mecnundu gülümserken adamın üzerinden tır geçti iyi mi, neyse diyip gittiler ya la…

Teknoloji bizi ne kadar paranoyak yaptı arkadaş, cep telefonu olmadan insanlar birbirini nasıl buluyordu acaba ya, adamın başına bişey mi geldi acaba da en naïf paranoya, diğer paranoyalar mı, ha sen mankenleri diyosun, yokmuş magazinler check(!) edilmiş, rahatız yani, sandalye, masa, boğaca, çay, tv, geyik…

Çizgi film dublaj stüdyosundaki Ahmetle de “o stüdyolara aşık olduğum ergen yıllarıma” öykündüm. Hacı ben tv değil radyo çocuğuydum, aktörlerden çok radyoculara aşık olurdum, vatan topraklarına ayak basar basmaz o külüstür radyoyu arar gözlerim. Ağlamak istiyorum lanet olasıca werenger nerde!!! Ahmeti komediye ikna edenler bin yaşasın, yıllarca dram dram diye diye 3 mimiği olan mankenlerle salyasümük dialoglarla harcanıcaktı, şimdi tek başına dev bi kadroyla ata demirerlik şovlar yapıyor, o mimikler o taktikler o pphs-pphslar…. Alkışlar alkışlar…

Magazin basını-ünlüler dünyası danışıklı dövüş muhabbeti beni sarmadı, hele salih abinin kadına bak taş ile başlayan dialogları bi mide çalkantısı yaptı bende, sevmiyorum bu muhabbetleri, komik mi ha komik mi… Ama bak werenger iyiydi gidelim o zaman bebek. Kurgucu aykutu twitterdan taciz edenlerden değilim ama burdan seslenmek istiyorum kaç bölümdür şükrü saracoğlu, bi bölüm de inönüye gidelim la, bak sonra kendini tekrar ediyo derler, kimse demezse murat cemcir der ha…

Buralar zamanında hep böyle bağ bahçeymiş, artık burdan bi tane asma yaprağı verelim de ayıbını örtersin, peh peh peh. İş çıkışı yorgunluğundan mıdır nedir ben bu şahane replikleri hep kaçırıyorum hacı, ya da reklam aralarında comedy central da that 70s show izliyorum, öyle kaçıyor sahneler, yani 2. baskı şart. Yalnız tavla oynayan abiler ne kadar keyif verici değil mi, en dandik dizilerde bile iyidir bu tavla sahneleri de Sadi nin eziklenmediği en ender sahnelerden olması dolayısı ile de ayrı bi neşe ayrı bi sevinç olmuştur cümlemize… seslendirme yarışındaki skor ne orası hala çözülemedi yalnız, engin altan listede bi gerileme falan yaşadı mı onu merak ediyorum mesela. Ahmet hep extralara git, düğün derneğimize gel, angaranın bağlarını söyle nolur… bayram bayram annem şoka girdi, odama gelip bu müzik bizden mi geliyor, sen böyle şeyler dinlermiydin dedi, tabi ben kitaro(!) falan takılırım her daim, ben de evet anne burak aksak arabeskçi yapamadı ama bu herifler beni angaralı yapıcak dedim, ailecek şaşkınız….


Rüstem amcanın iş görüşmeside ismail abiye öykünmedim desem yalan olur ama üsküdara giderkende efsane bi sahne vardı en çok ona öykündüm, ki neden 5 yıl hacı, 5 asal sayı mıydı? Çizgi film var çizgi film var evet haklısın murat, misal geçende bizim ergen bana rapunzeli izletti, yani bi pepee değil(!)

Dün gece çok ağladım, bi meslek aradım bulamadım sahnesine Che Guevara ile geçiş yapalım, geçen bölüm yorumuna yazmayı unutmuşum, Vedat bu t-shirt ile 10 numara 5 yıldız olmuşsun, ha işte böyle adam ol canımı ye. Sadinin gerçekçi ol imkansızı işte serüveni ekibi nasıl da bi açmaza sürükledi öyle, layığıyla iş yapmaya çalisiyorlardı oysa. İyi bi fikir gelicekmiş gibi geliyordaki gibi gibiyimlerle gün doğarkeni selamlarken hey ho-larla hiç bayram olmayan hayatlara, her nefesteki bayramlara, geri dönülmez bi bulutsuzluk özlemine gittim ya la, çok yaşayın çok tatlısınız cook.

Zehrayı anlamak için fazla kasmıyorum artık erkekler şöyledir kadınlar böyledir genellemelerine de gelemiyorum, akıl yaşta mı başta mı sorgulamaları da bana göre değil, ama koruyucu abla kamerası hayırlı uğurlu olsun, alehte delil lazım tabi, uzun bi yargılama süreci, sancılı bi gelin görümce dansı bizi bekler, börülceler oldu mu bu cümlede noktasını buldu mu heyy.

41 derece ateşle getirilen sandviç mi yoksa tek kare için çekilen set eziyeti mi diye iyi ki de sorgulamamışım ikisi de yalan oldu, 1 saatte 20 bölümlük figürleri yapmış garibim, kıyamam sadi. Odalarda ışıksız kalasıca ahmet havan kime, angut musun takmışsın numarasız gözlüğü bekleme kolidorunda. Durduk yere, her yıl miyop gözlerime yeni bi gözlük alırken, bakın biz numaralı güneş gözlüğü de yapıyoruz teklifiyle gelen optikçimi hatırlattın ya la. Canım teyzem leyla ile mecnundaki banka sıralarından işler güçler doctor numaralarına, ne çok sevimlisin sen. Ki bu numara olaylarında hep mi bi sirayı kaptırmak endişesi kemirir içimizi, kaptırılmış kaç sıra kalbimizde yaradır…

Ve esrarengiz çorapçı yapımcı sahnede, o minik köpek gördü size birarada sorun olmaz inşallah. Yalnız istabulun manzarası 10 numara 5 yıldız arkadaş, o bank senin bu bank benim gizlilikti, tarkandı, serdardı, kayıptı, odaydı, spordu, sarışındı, ferhat göçerdi, apandisti bi yıl konuşsalar banamısın demem aga. Misal o doctor odaları çok kasvetli iki cümle kuruyorsun kız ağlamaya başlıyor, teselli edicekmiş mimikleri kes hacı. Tutarsız takılmalarda sigortalar nerde atar, tabi ki karizmatik gizemli san şöhret sahibi ahmet kural sorunsallarında. Sevdiğin kız sana abi diyince istanbulun manzarası bile değişiyor değil mi, kim kimi teselli edicek şimdi şöyle bana.

Önce düşmanını tanı sıkı bi tarih dersi tabi de üniversitelere haleyi tanıyalım dersi koysalar sınavlardan kimse geçemez ki, ne diyelim kolay gelsin zehra.

Ben sana tanımadığın adamların arabasına binmiyceksin demedim mi azarının fonundaki kasaba incisi yelda reynauda her seferinde daha bi özlemle bakıyorum, ya şu posteri kaldırın, ya da yeldayı getirin yeter da. Sinop cezaevinden transfer bi erdal bakkalımız oldu ki yeldadan neler neler çıkar, beni hezeyanlara sürüklüyorsunuz ama, nerde benim lolipopum.

Hani ihtimalleri düşünüyorum da ıskalama oranı beni aştığından terlik fırlatmadım ferideye. Açtım açmadım değer verdim vermedim röportaj yaptım yapmadım gerildim ya la tansiyonum düştü şekerim çıktı de get… bende bi sorun var dizideki dişilerden hiç elektrik alamıyorum misal hale, okulu asan çocuklar gibi dediğinde bi şiirden bi melodiden bi filmden olmadı sezenden geçirip güzelleştirmeliydim ben onu, yapamadım ya la.

Balkonun manzarası da fena değil, kırmızı pantalonu ile murat cemcir de şahane de ninni gibi meslek meslek gezerken işsiz ev kızı virajında dikkat taki tasarımcısı tabelasını gördüm azami hız 15 yazıyordu, yavaş aga yavaş. Tabi dikkat salih çıkabilir tabelasını ben de görmemişim, buyrun cenaze namazına. Neyse ki ayrandı süt banyosuydu, memory stickti bisikletti ucuz atlattık, para şimdilik cepte.

Hümanist gibi bi şey sadi ile yarasa gibi bi şey halenin film başlarken ki ev muhabbetleri yine içimde derin yaralar açtı, yemekti bulaşıktı cöptü kavgalar kavgalar, daraldım. Amaçsızdım vedo, bi ampul gibi soldan sağa sallanıp duruyordum, bi hiç gibi hissetmemek için herşeyi yapıyordum, pişman değilim, asla olmam ama bi daha eskisi gibi cesur olur muyum onu bilmiyorum, anlamıyorlar hacı, tam bi climax bekliyorduk ki biletçi geldi. Neyse ki kardeşini korumak gibi kutsal bi varoluş amacı var kızın, korsan çekim baskınları onu yormaz, cesur değildir belki ama inancı sonsuzdur yine de.

Bahsi geçen mesleği bulunuz. Meslek mezarlığı tabelası assanıza balkona, imalı, kinayeli, cinasli, tecahül-i arifli baya baya meslek gömdünüz o balkona, yakışır. Ahmet kaç tane duble expresso gömdün oğlum, biraz yavaş. Utkucugun bi çakır bilemedin bi deli yürek sendromu varmış zaten hafızasına seni hangi isimle kazısın? George Cooneye boşa para veriyo bu kahveciler(!) ahmet kuralı tanımıyorlar tabi, aman zaten para dediğin dünyanın en kirli şeyi, çok hızlı geçsek, yine çok uzadı bu yorum, hobba gelsin diğer sahne…

Tam çiğdemlik sahneydi, kazak, mum, parfüm ve dış fırçası, ne kadar anlamsız bi bütünlük içindeydiler hacı, yani bunları dörtgen yapsan iç açıları toplamı 360 etmez o derece saçmaydılar, ama aşkın kendine has bi matematiği vardır hesaplar tutmaz tutmaz hocam diye bağırır feridun kılıklı haylaz kalp, boğazda düğümlenir bi çay kaşığı ve dişlerini ne kadar sıksan da kayıp gitmiştir giden. Bişey bildiğimden söylemiyorum hacı, sahnenin elektriği ne kadar çarpmışsa artık, bi gidin ya, git…

O kadar öykündüm öykündüm, rüstem amcayla öyle garip oldum ki, tarifsiz bi sadri alışık nostaljisi ile yine cahit sıtkı ya bağladım, „ çağınız başlıyor ey hatıralar“…

Yoldaki üç mesleğin ücünü de beklerken sadi ben bugün ile başladı, ah benim büyük derdine sıra gelmeyen mobbing kurbanı zavallım. Hakkaten açelyaları küçümsemiycektin aşkınla ferideyi toplasan çarpsan sonsuzla sonra bölsen kayahana bi açelya etmezler. Has odanın kapısına kuyruk yağı önerisi ile gelen murat sen aşkını hakediyosun orası kesin. Eee-sebep-sen-sadi, işte bu dörtgen favorim, 360 kere maaşallah, böyle olun ben imkansızı istemem. Al bunu al bunu ile behzat cheye de öykündüysek sabah olsun, ne uzun gündü ya la, ahmet kural kahve içmekten helak oldu.

Yok artık ali sami geldi ya la, leyla ile mecnun olmadı bari işler güçlerde kadroya alın şu caviti şivene kurban. ee arkadaş biz ekonomi okumaya çalışan tayfa böyleyiz, illa ki mavi yaka bi meslekte siyasete giriş yapar, sırf ineklik olsun diye 10 kişinin ödevi için ınternet sitesi yapar ve illa illa illa ki okulu uzattıkça uzatırız. Ha bi de ciguli falan tanımayız, hep bizimi buluyor bilmiyorum ama kardeşimin bi ciguliyi tanımama hatırası var, menejeri baya şapkalı falan düşün demiş ya la, hey Allah’im. Gökselin sabır sabırından ciguli ve saz arkadaşlarına ordan dolapdere big gange ordan losing my religiona, ne uzun yol ve sosyokültürel mesaj bombardımanı için bile 2750 iyi para… sadicim Allah prof. dr. aydın sayılının eksikliğini göstermesin diyorum ne diyim.

Denizli ilimizin köklü entegre ve muhafazakar marka yüzü olmak için homo sapiens olmak şart tabi, göreyim sizi çocuklar show must go on la siz peh peh pehe öykünürken ben we will rock you ile veda ediyorum mumcuk mucuk, çok yazıyorum ya, bi de kısa yazmayı öğrensem…

Edit: Yorumu wordde yaziyorum o kafasina göre almancalastiriyor, sonra türkce karakterleri bi siteden düzeltiyorum, o kafasina göre türkcelestiriyor, sonra oturup imla hatalarini editliyorum, yine imla hatalari bitmiyor aga, okurken kafana göre takil aldirma bi de sarkilar söyle icinden

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen